1. İSTANBUL BİENALİ
Füsun Onur
Füsun Onur, 2017
Teksir kâğıdı üzerine dijital ve stensil baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1938, İstanbul doğumlu sanatçı Füsun Onur, İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor. Onur'un işleri, anlatısal ve dolambaçlı otobiyografik referanslarla yüklü, yalın, gündelik malzemelere özgü uzam, zaman, ritim ve biçim imkânlarını ele alıyor. Onur'un sıklıkla resim ve heykel içeren işleri, bu iki alan arasındaki sınırları zorluyor. Kişisel sergileri arasında “Aynadan İçeri”, ARTER, İstanbul (2014) ve “Çeşitlemeler”, Maçka Sanat Galerisi, İstanbul (2012) yer alıyor. Grup sergileri arasında ise dOCUMENTA (13), Kassel (2012), “do it Moscow”, Garage Centre for Contemporary Culture, Moskova (2014) ve “EindhovenIstanbul”, Van Abbemuseum, Eindhoven (2005) bulunuyor.

Füsun Onur, 1987 yılında Gölge Oyunu isimli eseri ile, o zaman Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri adıyla düzenlenen, ilk İstanbul Bienal'ine katıldı. Daha sonra 4., 6., 12. ve 14. İstanbul Bienallerinde de yer aldı. Onur, Limited Editions'a Füsun Onur 2017 isimli yeni bir eser ile katkıda bulundu.

2. İSTANBUL BİENALİ
Ayşe Erkmen
Komşu Boşluklar, 2017
Japon pirinç kâğıdı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

İstanbul'da doğan Ayşe Erkmen, Berlin ve İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor. Erkmen'in içinden çıktıkları sosyal ve fiziksel çevreyle bağ kuran projeleri, var olan bir yapı veya duruma müdahale ederek onu tersine çevirme yoluyla daha önce fark edilmemiş özellikleri görünür kılıyor. Onun mekân ve duruma özgü müdahaleleri, çoğunlukla seyircinin katılımını talep ederek sanat ve yaşamı iç içe geçiriyor.

Ayşe Erkmen, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin Heykel Bölümü'nden mezun oldu. 1994 ve 1995 yıllarında DAAD sanatçı programına (Berliner Künstlerprogramm) katılarak bir yılını Berlin'de geçirdi. Erkmen, 1998-99 döneminde Kassel Sanat Akademisi'nde, 2000 ve 2007 yılları arasında ise Frankfurt Staedel Okulu'nda ders verdi. 2016 yılına kadar da Münster Sanat Akademisi'nde ders vermeyi sürdürdü. Ayşe Erkmen'in çalışmaları geçtiğimiz 30 yıl boyunca birçok yerli ve uluslararası galeride, müzede ve bienalde sergilendi.

Kişisel sergileri arasında “Kendi”, Magazin 4, Bregenz (2012); “15-5519”, Witte de With Çağdaş Sanat Merkezi, Rotterdam (2010); “Sahabeler”, Hamburger Bahnhof, Berlin (2008); “Ev Arkadaşları”, K21 Nordrhein Sanat Koleksiyonu, “Vestfalya”, Düsseldorf (2008); “Çatı Altında”, Galeri Ikon, Birmingham (2005) ve “Meşgul Renkler”, Heykel Merkezi, New York (2005) yer alıyor. Erkmen, kişisel sergilerinin yanı sıra çok sayıda karma sergiye de katıldı. Bunlar arasında Manifesta 1, Rotterdam (1996) ve Heykel Projesi, Münster (1997 ve 2017) bulunuyor. Ayşe Erkmen ayrıca Şanghay, Berlin, Gwangju, Cetinje, Limerick, Şarja, Christchurch Bienalleri ile Folkestone ve Echigo Tsumari Trienallerine de katıldı. Erkmen, Venedik Bienali, 54. Uluslararası Sanat Sergisi'nde Türkiye'yi temsil etmişti.

Ayşe Erkmen 1989 yılında 2. İstanbul Bienali'nin ardından 4. ve 13. İstanbul Bienallerinde de yer aldı. Erkmen, Limited Editions'a, her edisyonunu birbirinden farklı olarak hazırladığı Komşu Boşluklar adlı yeni eseriyle katkıda bulundu.

3. İSTANBUL BİENALİ
Gülsün Karamustafa
Etiket, 2017
Fedrigoni Freelife 26032 ofset kağıt üzerine dijital ve varak baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1946, Ankara doğumlu Gülsün Karamustafa, 1970 ortalarında başladığı sanatsal üretiminde resim, yerleştirme, performans sanatları ve video gibi farklı ortamları kullanıyor. İşlerinde göç, siyasete bağlı göçebelik, pop kültürü, feminizm ve cinsiyet gibi konulara değinen Karamustafa, Batı'nın, Doğu'ya bakış açısını eleştirel bir biçimde analiz ediyor. Karamustafa'nın çok sayıda eseri uluslararası alanda sergilendi. Çalışmaları SALT İstanbul'da (2013) yer alan ilk toplu sunumundan sonra, Hamburger Bahnhof - Museum für Gegenwart Berlin'de (2016-17) açılan kapsamlı bir kişisel sergi ile daha geniş bir kitleye ulaştı. Sanatçının en bilinen işleri arasında Mistik Nakliye (1992), Meydanın Belleği (2005), Hapishane Resimleri (1972), Kültür: Istanbul'dan Bir Cinsiyet Projesi (1996) ve Erkek Ağlamaları (2001) yer alıyor.

Gülsün Karamustafa 1989, 1992 ve 1995 yıllarında Aya Sofya'nın Meyit Kapısı için bir proje, Mistik Nakliye ve NEWORIENTATION adlı eserleriyle 2., 3. ve 4. İstanbul Bienali'ne katıldı. Karamustafa Limited Editions'a Etiket isimli yeni bir eser ile katkıda bulundu.

4. İSTANBUL BİENALİ
Lawrence Weiner
Yetecek Kadar, 2017
Ivory kağıt üzerine dijital pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1942, New York doğumlu Lawrence Weiner, zamanının bir kısmını New York'taki atölyesinde bir kısmını ise Amsterdam'daki teknesinde geçiriyor. 1960'ların kavramsal sanat hareketinin en önemli figürleri arasında yer alan ve metin odaklı çalışmalarıyla tanınan Weiner, mevcut bir alanı veya ortamı değiştiren yerleştirmeler üretiyor. Video, film, performans, grafik ve ses sanatları gibi birçok mecrayı da kullanan Lawrence Weiner'in işleri Chicago Sanat Enstitüsü, New York Solomon R. Guggenheim Müzesi, Washington D.C. Ulusal Sanat Galerisi, Paris Georges Pompidou Merkezi ve Londra Tate Galerisi gibi sanat mekânlarının koleksiyonlarında yer alıyor.

Lawrence Weiner 1995'te 4. ve daha sonra 14. İstanbul Bienallerinde yer aldı. Weiner, Limited Editions projesine 4. İstanbul Bienali'nde yer alan Yetecek Kadar isimli işinden esinlenerek ürettiği yeni çalışması ile katkıda bulundu.

5. İSTANBUL BİENALİ
Halil Altındere
Köfte Airlines
Hahnemühle FineArt William Turner kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının ve Pilot Galeri’nin izniyle

1971, Mardin doğumlu Halil Altındere, 90'lı yılların ortasından bu yana ürettiği video, fotoğraf, heykel, yerleştirme ve performansların yanı sıra, düzenlediği sergiler ve yayıncılığını yaptığı güncel sanat yayınları ile çok üretken bir sanatçı. 1997 yılında henüz öğrenciyken katıldığı 5. İstanbul Bienali'nin ardından, São Paulo Bienali, Manifesta ve sonrasında documenta'ya katılan sanatçının eserleri, New York MoMA'dan, Gwangju, Berlin ve Şarja Bienali'ne, Centre Pompidou'dan, Moderna Museet'ye dünyanın hemen hemen her yerinde sergilendi. Yaşadığı ülkenin sorunlarını, sadece yerel sorunlar olarak görmeyen sanatçı, kentsel dönüşümden, cinsiyet meselelerine pek çok konuyu kendi üslubunca irdelerken, sokak satıcılarından mültecilere, hip-hop sanatçılarından balerinlere farklı insanlarla çalışıyor. Dert ettiği meseleleri, o dertle yüzleşmiş olan insanlarla çalışarak, onlar için kendilerini ifade edebilecekleri bir platform ya da araca dönüşerek anlatıyor.

Halil Altındere, 5., 9. ve 13. İstanbul Bienallerinde yer aldı. Sanatçı, Köfte Airlines isimli 2016 tarihli fotoğraf çalışmasının özel boyutuyla Limited Editions'a katkıda bulundu.

6. İSTANBUL BİENALİ
Francis Alÿs
Ani’nin Sessizliği filmi için afiş, 2017
Hahnemühle Matt Fibre Photo kâğıt üzerine pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1959, Antwerp, Belçika doğumlu Francis Alÿs, Meksiko’da yaşıyor ve çalışıyor. Mimarlık eğitimi gören Francis Alÿs, işlerinde halka açık eylemler, video, resim, yerleştirme ve çizim yoluyla toplumda siyaset ve kültür tarafından dayatılan çatışma ve sınırları ifade ediyor. Geçtiğimiz yirmi yıl içinde Güney Amerika’dan Kuzey Afrika’ya ve Afganistan’da çocuklarla yaptığı işbirliğine kadar dünyanın dört bir yanındaki yerel topluluklarla birçok projeye imza attı. Francis Alÿs: Bir Aldatmacanın Öyküsü isimli özel çalışması, 2010-2011 yıllarında Londra’da Tate Modern, Brüksel’de Wiels Centre d’Art Contemporain, New York’ta MoMA ve MoMA PS1’da gösterildi. dOCUMENTA (13)’e (2012) katıldı, Dublin’deki İrlanda Modern Sanat Müzesi (2010), Chicago’daki Rönesans Derneği (2008) ve Los Angeles’taki Hammer Müzesi’nde (2007) kişisel sergileriyle yer aldı.

Francis Alÿs, 1999 yılında Lupita İçin Bir Şarkı isimli animasyonu ile 6. İstanbul Bienali’ne katıldı. Daha sonra 7. ve 14. İstanbul Bienallerinde de yer aldı. Alÿs, Limited Editions’a 14. İstanbul Bienali'nde sergilenen eserinden esinlenerek ürettiği Ani’nin Sessizliği filmi için afiş adını taşıyan yeni çalışması ile katkıda bulundu.

7. İSTANBUL BİENALİ
Elmgreen & Dragset
Oto-Portre, No.27, 2017
Entrada Rag Bright Fine Art kâğıt üzerine emboss baskı
35x50 cm
Sanatçıların izniyle

1961, Kopenhag, Danimarka doğumlu Michael Elmgreen ve 1969, Trondheim, Norveç doğumlu Ingar Dragset, Berlin'de yaşıyor ve 1995'ten beri ikili olarak çalışıyorlar. Sanat, mimari ve tasarım arasındaki ilişkiyi ele alır ve ciddi sosyal ve kültürel kaygılar içerirken yıkıcı bir mizah içeren işleri, yerleştirme, heykel, performans ve tiyatro dâhil pek çok sanat türüne uzanıyor. Eserleri, Liverpool (2012), Singapur (2011), Moskova (2011, 2007), Venedik (2009, 2003), Gwangju (2006, 2002), São Paulo (2002) ve Berlin (1998) bienallerinde sergilendi.

Elmgreen & Dragset, Hiç Var Olmamış Bir Tarihin İzleri/Güçsüz Yapılar, Fig. 222 adlı dış mekân heykeliyle 2001 yılındaki 7. İstanbul Bienali'ne katıldı. İkili daha sonra 12. ve 13. İstanbul Bienallerinde de yer aldı ve 15. İstanbul Bienali'nin küratörlüğünü üstlendi. Elmgreen & Dragset Limited Editions'a, başka sanatçılara ait eser künyelerini orijinal birer sanat eserine dönüştürdükleri Oto-Portre serisinden bir çalışmaları ile katkıda bulundu.

8. İSTANBUL BİENALİ
Taner Ceylan
Ingres, 2017
Hahnemühle FineArt Photo Rag kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1967, Almanya doğumlu Taner Ceylan, İstanbul ve New York'ta yaşıyor ve çalışıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden 1991'de mezun oldu. Ufuk açıcı sergi ve performansı Monte Carlo Style [Monte Carlo Tarzı] (1995) ile Türkiye'deki sanat sahnesini önemli ölçüde etkiledi. Eugène Delacroix ve Jean-Auguste-Dominique Ingres gibi Batılı sanatçılar tarafından geliştirilen oryantalizmin estetiğini, günümüz Türkiye'sinde ağırlıklı olarak cinselliğe dayanan siyasi olarak angaje parçalara dönüştüren Ceylan, homoerotizm, şiddet veya her ikisinden de izler taşıyan hiper gerçekçilik sahneleri yaratıyor. Ceylan'ın tabloları çok sayıda uluslararası sanat fuarı, müze ve galeride gösterildi. Bu sergilerin arasında, “CAC'dan Kartpostallar”, Contemporary Art Center, New Orleans (2009); İstanbul Modern, Museum Boijman Van Beuningen, Rotterdam (2011); “Kayıp Resim Serisi”, Paul Kasmin Gallery, New York (2013) sayılabilir. Bir de İstanbul'da Galerist'te (2002) ve New York'ta I20 Galerisinde kişisel sergi gerçekleştirmiştir.

Taner Ceylan, 2003 yılında Nu ve Taner Taner isimli işleri ile 8.İstanbul Bienali'ne katıldı. 9. İstanbul Bienali'nin Misafirperverlik Alanı isimli Konumlandırmalar Programı'nda ve daha sonra ve 14. İstanbul Bienali'nde de yer aldı. Taner Ceylan Limited Editions'a Ingres isimli hiperrealist tablosunun röprodüksiyonu olan bir çalışma ile katkıda bulundu.

9. İSTANBUL BİENALİ
Wael Shawky
Kabare Seferleri – Kerbela’nin Sırları, 2017
Hahnemühle FineArt Museum Etching kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının, Sfeir-Semler Gallery, Beyrut/Hamburg ve Nicoletta Fiorucci’nin izinleriyle.

1971, Mısır doğumlu Wael Shawky İskenderiye Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar eğitimi aldıktan sonra aynı alanda yüksek lisansını 2000 yılında Pennsylvania Üniversitesi'nde tamamladı. Shawky'nin çalışmaları film, çizim, fotoğraf, performans gibi çeşitli mecralar üzerinden Arap dünyasının gerçek ve hayali tarih ve anlatılarını inceliyor. Ulusal, dini ve sanatsal kimlik kavramlarını geniş araştırmaların ardından film, performans ve hikâye anlatımı yoluyla ele alan Shawky, Ortadoğu'nun uluslararası arenadaki en ünlü sanatçılarından biri. Bugüne dek yer aldığı uluslararası sergiler arasında Güney Kore'de 9. Gwangju Bienali (2015), Şarja Bienali (2013), dOCUMENTA 13 (2012), New Mexico'daki SITE Santa Fe Bienali (2008), Berlin'deki Urban Realities: Focus Istanbul, Martin-Gropius-Bau (2005), ve 50. Venedik Bienali (2003) sayılabilir. Ayrıca, Castello Di Rivoli, İtalya (2016), Fondazione Merz, İtalya (2016), MOMA PS1, New York (2015), Mathaf Müzesi, Katar (2015) ve Londra'da Serpentine Gallery'de (2013) kişisel sergileri yer aldı. İşleri, Londra'da Tate Modern, New York'ta Metropolitan Museum ve MoMA, Katar'da Mathaf Müzesi ve Barselona'da MACBA gibi önemli sanat mekânlarının koleksiyonlarında yer alıyor.

Wael Shawky, 2005 yılında Mağara adlı eseri ile 9. İstanbul Bienali'ne katıldı. Daha sonra 12. ve 14. İstanbul Bienallerinde de yer aldı. Shawky, Kabare Seferleri - Kerbela'nin Sırları isimli 2015 tarihli çalışmasının özel boyutuyla Limited Editions'a katkıda bulundu.

10. İSTANBUL BİENALİ
Michael Rakowitz
Düşman Mutfağı: Kubba Bamia (Yok olmuş yemek tarifi serisi), 2017
Hahnemühle Matt Fibre Photo kâğıt üzerine pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1973, New York doğumlu Michael Rakowitz, çalışmalarına Şikago’da devam ediyor. Jeopolitik anlatılardan ve kendi Iraklı Yahudi köklerinden etkilenen kavramsal işler üreten Rakowitz, 1998’de başlayan ve bugün halen devam eden paraSITE serisi kapsamında, Cambridge, Boston, New York, Baltimore ve Berlin gibi dünyanın farklı yerlerinde evsiz bireyler için geçici barınaklar tasarlayıp inşa ediyor. Çalışmaları dOCUMENTA (13), MoMA PS1, MassMOCA ve Castello di Rivoli gibi birçok yerde gösterilen Rakowitz’in kişisel sergileriyle yer aldığı mekânlar arasında Londra Tate Modern, New York’taki Lombard Freid Projects ve Torino’daki Alberto Peola Arte Contemporanea da bulunuyor. Rakowitz bugüne dek 2012 Tiffany Vakfı Ödülü; 2008 Yaratıcı Sermaye Hibesi; Şarca Bienali Jüri Ödülü ve UNESCO’nun 2002 Tasarım 21 Büyük Ödülü gibi birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Ayrıca Rakowitz'in bir heykeli, 2018'de Londra Trafalgar Meydanı'ndaki Dördüncü Kaide'de sergilenmek üzere seçildi.

Michael Rakowitz 2007 yılında Görünmeyen Düşman Var Olmamalı adlı eseri ile 10. İstanbul Bienali’ne katıldı. Daha sonra 14. İstanbul Bienali’nde de yer alan Rakowitz, Limited Editions’a kaybolmuş bir yemek tarifi ile katkıda bulundu.

11. İSTANBUL BİENALİ
Nevin Aladağ
Barış/Zafer (2017/2009), 2017
Mat kuşe kâğıt üzerine dijital pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1972, Van doğumlu Nevin Aladağ, Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde heykel eğitimi aldı. O zamandan bu yana çalışmalarını Berlin'de sürdürüyor. Sanatçının çokdisiplinli eserleri, yerleştirmeleri, video ve performansları, kentsel alanların ve kültürlerin sosyal ve siyasal sınırlarını keşfederek, bir mekânın oluşturulmasında sesin rolü üzerine odaklanıyor. Aladağ'ın çalışmaları birçok uluslararası solo ve grup sergisinde sergilendi. Sanatçının enstalasyonları, video işleri ve performansları documenta 14 (2017), Venedik Bienali (2017), Lentos Kunstmuseum Linz Cuvee Bienali (2010 ve 2009), Wiesbaden Nassauischer Kunstverein (2009), Tayvan Tapei Bienali (2008) ve Kopenhag'da Çağdaş Sanatlar için Dörtgenleşmeli U-TURN (2008)'da gösterildi. Aladağ, bugüne dek Gasag Ödülü (2007) ve George Maciunas Ödülü'nü (2004) aldı.

Nevin Aladağ, 2009 yılında Şehir Sesi adlı eseri ile 11. İstanbul Bienali'ne katıldı. Aladağ, Limited Editions'a 2009 yılında Kudüs'te gerçekleştirdiği bir projeden hareketle hazırladığı yeni bir çalışma ile katkıda bulundu.

12. İSTANBUL BİENALİ
Akram Zaatari
Pozlama, 2017
Hahnemühle FineArt Ultra Smooth kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının ve İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kütüphanesi’nin izinleriyle

1966, Sidon, Lübnan doğumlu Akram Zaatari, Beyrut'ta yaşıyor ve çalışıyor. Bugüne dek 40'ın üzerinde videoya, bir düzine kitaba ve sayısız fotoğraf enstalasyonuna imza atan Zaatari, çalışmalarını kazılar, siyasi direniş, eski militanların yaşamları, tükenen solun mirası, erkekler arası yakınlıklar, savaş zamanı görsel dolaşımı ve kaybolan, bulunan, gömülen, keşfedilen ya da yerine geç ulaşan mektuplardaki zaman oyunları gibi temalar ve konular üzerine kuruyor. Arşiv ve koruma alanında çok önemli çalışmalar yürüten ve doğrudan sanatçılarla çalışan Arap Görsel Vakfı'nın kurucularından olan Zaatari'nin işleri bugüne dek dOCUMENTA 13 (2012) ve Venedik Bienali'nde (2013) de sergilendi.

Akram Zataari, 2011 yılında Nabih Awada'nın aile ve arkadaşlarından gelen mektuplar kitabı, Yarın Her Şey Güzel Olacak isimli video, ve Hasehm el Madani: Stüdyo Pratiği isimli fotoğraf yerleştirmesi ile 12. İstanbul Bienali'nde yer almıştı. Zaatari, Limited Editions projesine, 1887 yılında Osman Hamdi Bey'in Sayda, Lübnan'da katıldığı bir nekropol kazısının fotoğrafını kullandığı işiyle katkıda bulundu.

13. İSTANBUL BİENALİ
İnci Eviner
Osmanlıları Çağırmak, 2013
Hahnemühle FineArt William Turner kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1956, Ankara doğumlu İnci Eviner, çizimden yola çıkarak videolardan, performans ve işbirlikçi uygulamalara kadar uzanan çok katmanlı, geniş bir çalışma alanına sahip. Eviner, arzunun ve felaketin politikası, mekân, öznellik ve öznelliğin potansiyelini ele alan, kadın bedeni üzerindeki iktidar uygulamalarını inceleyen ve verilmiş kimliklerin ötesini araştıran işler yaratıyor. Dünya çapında kişisel sergiler veren ve grup sergilerinde yer alan Eviner’in işleri bugüne dek Venedik, Tayvan, Selanik, Şanghay ve Busan Bienallerinde sergilendi ve Philadelphia Sanat Müzesi, Drawing Center, Thyssen-Bornemisza Çağdaş Sanat, Massachusetts Çağdaş Sanat Müzesi ve Palais des Beaux-Arts, Lille gibi sanat mekânlarında yer aldı. İnci Eviner'in eserleri dünyada Deutsche Bank (Guggenheim, Berlin); Musée d’art moderne de la ville de Paris, Francesca Von Habsburg’un çağdaş sanat müzesi TBA21, Vienna; J.P. Morgan Chase, Ürdün Prensesi ve Ürdün’ün Ulusal Müzesi koleksiyonlarında, Türkiye’de ise İstanbul Modern, Santralİstanbul ve Koç Vakfı koleksiyonlarında yer alıyor.

İnci Eviner 2013 yılında Huzursuzluğun Tasnifi ve Ortak Eylem Aygıtı: Bir Etüt adlı yerleştirmeleri ile 13. İstanbul Bienali’ne katıldı. Eviner, Limited Editions’a Antoine-Ingace Melling’in Buyuk-dére isimli 1809-1819 tarihli İstanbul gravürünü kullanarak, her edisyonunu birbirinden farklı olarak hazırladığı Osmanlıları Çağırmak isimli yeni bir çalışma ile katkıda bulundu.

14. İSTANBUL BİENALİ
Adrián Villar Rojas
Tüm Annelerin En Güzeli serisinden, 2017
Hahnemühle FineArt Ultra Smooth kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının, Kurimanzutto Meksika ve Marian Goodman Gallery, New York izniyle

1980, Rosario, Arjantin doğumlu Adrián Villar Rojas, bir göçebe olarak yaşıyor ve çalışıyor. İşlerinde çizim, heykel, el sanatları, müzik, kurgusallaştırılmış bilim, enstalasyon ve performans gibi çeşitli kaynaklardan yararlanan Rojas, zaman algıları ve zamanın insan kültüründe nasıl simgelendiği üzerine çalışıyor. Sanat pratiklerini yeniden düşünmeyi öneren işleri, sanatsal araştırma alanını karşısına alarak, insanların kendi tükenişleri ve nihai yok oluşlarıyla yüzleştiği, zamansal, gerçekdışı bir boyutta var oluyor.

Yakın dönemde Metropolitan Sanat Müzesi Çatı Bahçesi Siparişi, New York (2017); Kunsthaus Bregenz, Bregenz (2017); Atina Ulusal Gözlemevi NEON Vakfı (NOA) (2017) ve Marian Goodman Gallery, Londra (2017) gibi sanat mekânlarında “Yok Olma Tiyatrosu” (The Theater of Disappearance) adlı kişisel sergisiyle yer aldı. Son dönemde karma sergilerde yer aldığı sanat mekânları arasında ise The Museum of Modern Art, New York (2017); The Marciano Art Foundation, Los Angeles (2017) ve Kunsthalle Basel, Basel (2017) sayılabilir.

Adrián Villar Rojas, 2015'te Tüm Annelerin En Güzeli adlı yerleştirmesi ile 14. İstanbul Bienali'ne katıldı. Daha önce 12. İstanbul Bienali'nde de yer alan Adrián Villar Rojas, Limited Editions'a, Tüm Annelerin En Güzeli isimli heykelinden ilham alan yeni bir çizimle katkıda bulundu.

15. İSTANBUL BİENALİ
Mark Dion
İstanbul’un Dirençli Sualtı Yaşamı, 2017
Hahnemühle FineArt Museum Etching kâğıt üzerine fine art pigment baskı
35x50 cm
Sanatçının izniyle

1961, Massachusetts, ABD doğumlu Mark Dion, Hartford Üniversitesi, Connecticut Sanat Okulu'ndan Güzel Sanatlar Lisans Diploması (1986) ve fahri doktora unvanını (2003) aldı. Dion'un çalışmaları, egemen ideolojilerin ve kamu kurumlarının tarih, bilgi ve doğal dünyayı anlama biçimlerimizi nasıl şekillendirdiğini inceliyor. Dion, arkeolojik yöntemler ve nesne toplama, sipariş etme ve sergileme gibi diğer bilimsel yöntemleri kullanarak “objektif” (“akılcı”) bilimsel yöntemlerle “öznel” (“mantıksız olmayan”) etkiler arasındaki ayrımı sorgulayan çalışmalar üretiyor. Mark Dion, 9. Larry Aldrich Vakfı Ödülü (2001) de dahil olmak üzere birçok ödülün sahibi oldu. Miami Sanat Müzesi, New York MoMA, Aldrich Çağdaş Sanat Müzesi ve Londra Tate Galerisi de dahil olmak üzere birçok yerde büyük sergiler açtı.

Mark Dion, 2017 yılında 15. İstanbul Bienali'ne katıldı. Mark Dion Limited Editions'a, 15. İstanbul Bienali için ürettiği İstanbul'un Dirençli Sualtı Yaşamı isimli eserinden esinlenerek hazırladığı yeni bir çalışma ile katkıda bulunuyor.

 
İstanbul Bienali, başlangıcının otuzuncu yıldönümünde, özel bir projeyle sanatseverleri, bienali desteklemeye davet ediyor. “Limited Editions” (sınırlı üretim edisyon) projesi, İstanbul’un ve İstanbulluların sanatla nefes alan otuz yılına bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Proje kapsamında, 1987’den bu yana düzenlenen her bienalden birer sanatçının bu proje için özel olarak hazırladığı çalışmaların sınırlı sayıda ve özel olarak üretilen baskıları özel bir sette bir araya getiriliyor. Her biri 35x50 cm boyutunda 15 farklı, özel edisyon içeren “Limited Editions” setleri, 10.000 avro bağış yaparak projeye katkıda bulunan sanatseverlere hediye edilecek.